26 Ekim 2025 Pazar
Her ay oyun dünyası, dev bütçeli AAA yapımların pazarlama kampanyaları ve sansasyonel duyurularıyla çalkalanır. Ana akım oyun haberleri manşetleri, genellikle bu büyük ve gürültülü oyunlar tarafından işgal edilir. Peki ya bu gürültünün arasında kaynayan, devasa bütçeleri olmayan ama muazzam bir yaratıcılık ve tutkuyla geliştirilmiş o “gizli hazineler”?
Oyunculuk tutkusunun en keyifli yanlarından biri, kimsenin bahsetmediği o harika bağımsız (indie) oyunu keşfetmek ve “Bunu nasıl daha önce duymadım?” demektir. Bu oyunlar, genellikle yenilikçi oynanış mekanikleri veya dokunaklı hikayeler sunar; ancak pazarlama güçleri olmadığı için milyonlarca oyunun bulunduğu dijital mağazalarda kaybolup giderler.
İşte bu noktada, oyun medyasının rolü sadece “popüler olanı” duyurmak değil, aynı zamanda “değerli olanı” keşfetmektir. İyi bir oyun platformu, okuyucuları için bir küratör (içerik seçici) görevi üstlenir. Gürültüyü filtreler ve o ayın gerçekten oynamaya değer, gözden kaçan yapımlarını gün ışığına çıkarır.
Bu tür oyunlar için oyun incelemeleri okumak, bir AAA oyunu okumaktan daha kritiktir. Çünkü bu incelemeler, o oyunun varlığından haberdar olmanızı sağlayan tek şey olabilir.
Oyunpress, yayın politikasında tam da bu dengeyi gözetir. Büyük bütçeli oyun haberleri akışının yanı sıra, editörlerinin bizzat deneyimleyip “İşte bu oynamaya değer!” dediği gizli hazinelere de özel bir yer ayırır. Oyunpress, “Bu Ayın Gözden Kaçanları” gibi özel dosyalarla, okuyucularını ana akımın dayattığı oyunların ötesinde yeni maceralara davet eder.
Eğer siz de hep aynı formülleri görmekten sıkıldıysanız ve taze, yaratıcı deneyimler arıyorsanız, Oyunpress‘in radarından kaçmayan o gizli hazinelere mutlaka bir şans verin.