Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından, Müsteşar Mustafa Öztürk imzalı “Bitkisel ve Hayvansal Atık Yağlardan Biyodizel Üretimi” adlı kitapçık yayımlandı.
Öztürk, Türkiye’de yılda 1,5 milyon ton bitkisel yağın gıda amacıyla kullanıldığı ve bu yağdan yaklaşık 150 bin ton atık yağ oluştuğunu söyledi.
Bitkisel ve hayvansal atık yağların geri dönüşümüyle motorinli motorlarda kullanılan yenilenebilir ve yerli üretilebilen bir yakıt olan “biyodizel” üretildiğini anlatan Öztürk, “Geri kazanılan bitkisel ve hayvansal atık yağların biyodizel üretiminde kullanılmasıyla sera gazı, karbondioksit gibi sera gazı etkisi, kanser yapıcı klorlu organik maddelerin egzozdan atmosfere atılması, yanmamış hidrokarbon emisyonu, ozon oluşturucu kirleticilerin emisyonu, egzozdan motorine göre yüzde 75 daha fazla kirletici atılması ve su kaynaklarının daha fazla kirlenmesi önlenebilir” diye konuştu.
Bitkisel ve hayvansal atık yağların çöpe atılmayıp biriktirilerek lisanslı firmalarca toplanması gerektiğine dikkat çeken Öztürk, “Geçen yıl 6 bin 300 ton ile en çok İstanbul’da olmak üzere, toplam 38 bin ton bitkisel atık yağ toplandı ve biyodizel üretiminde kullanıldı” dedi.
İstanbul’dan sonra Ankara’da 4 bin ton, Antalya’da 2 bin 200 ton, İzmir’de bin 800 ton, Bursa’da bin 250 ton ve Muğla’da bin ton bitkisel atık yağ toplandığını vurgulayan Öztürk, diğer illerde de çalışmalarının artarak devam edeceğini belirtti.
Atık yağdan, yeşil enerjiye
Çöpe dökülen bitkisel ve hayvansal yağların çöp depolama alanlarında sık aralıklarla yangınlara neden olduğuna değinen Öztürk, şöyle konuştu:
“150 milyon kilogram civarında oluşan atık yağın lavaboya, kanalizasyona dökülmeyip geri kazanılmasıyla da yılda 150 milyon kilogram biyodizel ve 15 milyon kilogram gliserin üretilerek, ekonomiye katkı sağlanabilir. Ayrıca bir litre biyodizele dönüştürülmüş kullanılmış bitkisel ve hayvansal yağdan, 240 fincan çay için yeterli yeşil enerji üretilebilir.”
Atık yağların bir kısmının piyasada illegal yağ toplama işi yapan firmalar tarafından toplanarak arap sabunu ya da hayvan yemi üreticisine satıldığını aktaran Mustafa Öztürk, “Hatta bu yağları paketleyip tekrar yağ olarak satan firmalar da bulunuyor. Oysa bitkisel ve hayvansal atık yağlar, hayvan yemi ve sabun üretiminde içerdikleri çok zararlı maddelerden dolayı kullanılamaz. Kızartma yağı dahil yemeklik yağ olarak kullanılması yasaktır, sağlık için çok tehlikelidir” uyarısını yaptı.
“Bitkisel ve Hayvansal Atık Yağlardan Biyodizel Üretimi” kitapçığı
Bitkisel ve hayvansal atık yağların önemli bir yenilenebilir enerji ham maddesi olduğuna dikkat çekilen kitapçıkta, bu yağların, yiyecek pişirme ve kızartma işlemi sonucu oluşan evsel sıvı atıklar olduğu belirtildi.
Akdeniz ülkelerinde, şehir içi bölgelerde her ev başına yılda 5 kilogram bitkisel ve hayvansal atık yağ oluştuğu aktarılan kitapçıkta; atık yağların tekniğine uygun olarak, oluştuğu yerde, kaynağında ayrı toplanması gerektiği, çünkü bir litre atık yağın 1 milyon litre suyu kirlettiği vurgulandı.
Bitkisel ve hayvansal atık yağları kaynağında ayrı toplama ve biyodizel üretmenin çevrenin korunması adına bir sosyal sorumluluk projesi olduğu aktarılan kitapçıkta, atık yağların suya, kanalizasyona döküldüğü zaman su yüzeyini kaplayarak su ekosistemine zarar verdiği, havadan suya oksijen transferini önlediği ve zamanla suda bozularak sudaki oksijenin tükenmesini hızlandırdığı bilgileri paylaşıldı.
Lavaboya dökülen atık yağların kanalizasyon atık su kanal borularına yapışarak boru kesitinin daralmasına, sık aralıklarla tıkanmasına ve kanalizasyon borusunun ömrünün 30-50 yıldan 5 yıla düşmesine neden olduğu belirtilen kitapçıkta, bu yağların atık su kirliliğinin yüzde 25’ini oluşturduğuna ve evsel atık su arıtma maliyetini yüzde 30 artırdığına işaret edildi.
Kaynak: AA